![](https://npnhaber.com/wp-content/uploads/2025/02/1738842761791A5F476C1-570F-4ED3-780x470.jpg)
Yapay zeka 2 bin yıllık yanmış parşömenleri okumaya başladı
Bilim insanları, Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla karbonlaşan antik papirüsleri çözmek için yapay zekadan yararlanıyor. İlk kelime: ‘Tiksinti.’
Bilim insanları, yapay zeka ve insan uzmanlığının birleşimiyle 2.000 yıl önce bir volkanik patlama sonucu karbonlaşan antik parşömenleri çözmeyi umuyor.
1750’lerde, Roma kenti Herculaneum’daki lüks bir villanın kalıntılarında yüzlerce papirüs parşömeni bulundu. Pompeii ile birlikte bu kent de MS 79 yılında Vezüv Yanardağı’nın patlamasıyla yok olmuştu.
Villa dei Papiri olarak bilinen bu villanın kütüphanesi, parşömenler okunabilirse antik düşünceye dair eşsiz bir bilgi hazinesi sunabilir. Ancak parşömenler, şeker çubuğu boyutunda sıkıca sarılmış halde bulunuyor.
Vezüv’ün ısısı ve volkanik külleri kenti yok ederken parşömenleri korudu, ancak okunamaz hale getirdi. Yanmış ve son derece kırılgan hale gelen parşömenler, fiziksel olarak açılmaya çalışıldığında parçalanıyor.
Bilginler ve bilim insanları 250 yılı aşkın süredir bu parşömenleri çözmenin yollarını araştırıyor. Parşömenlerin büyük çoğunluğu Napoli Ulusal Kütüphanesi’nde bulunuyor.
2023 yılında, birkaç teknoloji yöneticisi “Vezüv Yarışması” adlı bir girişimi finanse ederek, makine öğrenimi, bilgisayarlı görü ve geometrik analizle parşömenleri çözmeyi başaranlara nakit ödüller sundu.
Çarşamba günü yarışma organizatörleri, araştırmacıların Oxford Üniversitesi Bodleian Kütüphanesi’nde bulunan üç parşömenden birinin iç kısmının ilk görüntüsünü oluşturmayı başardığını duyurdu.
Vezüv Yarışması’nın kurucularından, Kentucky Üniversitesi bilgisayar bilimcisi Brent Seales, “Bu parşömenin başarılı şekilde görüntülenmesi bizi çok heyecanlandırdı” dedi. “Bu, şimdiye kadar taranan bir Herculaneum parşömeninde gördüğümüz en fazla kurtarılabilir metni içeriyor.”
Parşömen, Oxford yakınlarındaki Harwell’de bulunan Diamond Light Source laboratuvarında tarandı. Burada, “sikrotron” adı verilen bir parçacık hızlandırıcı kullanılarak son derece güçlü bir X-ışını üretildi.
Bilim insanları daha sonra yapay zeka yardımıyla görüntüleri birleştirdi, mürekkep izlerini belirleyerek yazının yerini saptadı ve metnin netliğini artırdı. Bu süreç, parşömenin 3D görüntüsünü oluşturdu ve uzmanların “segmentasyon” adı verilen bir yöntemle onu sanal olarak açmasını sağladı.
İlk kelime: ‘Tiksinti’
Yapay zeka henüz sınırlı bir ilerleme kaydedebildi. Şu ana kadar sadece birkaç kelime çözülebildi ve bunlardan biri Antik Yunanca “tiksinti” kelimesi oldu.
Araştırmacılar, metnin tamamını çözebilmek için akademisyenleri çalışmaya katılmaya davet ediyor.
“Henüz uzun bir sürecin başındayız,” diyen Bodleian Kütüphanesi’nin Yunan Koleksiyonları Küratörü Peter Toth, “Daha iyi görüntülere ihtiyacımız var, ancak ekip görüntü kalitesini ve metnin okunabilirliğini daha da artırabileceklerinden emin” diye ekledi.
Toth ayrıca teknolojinin yerel olarak kullanılabilir hale gelmesini umuyor, böylece diğer iki kırılgan parşömenin Diamond laboratuvarına taşınmasına gerek kalmayacak.
“Belki taşınabilir bir sistem geliştirilebilir,” diyen Toth, “Ve unutmayalım, Napoli’de hâlâ 1000 kadar daha parşömen var,” şeklinde konuştu.